Sadece kendim için yazdım bu satırları

Uzun ve yorucu bir hafta geçirdim. Hemde öyle çok ki. Hani nereden başlasam, nasıl anlatsam bilemiyorum … Bugünkü yazıma sınavlarla giriş yapmak istiyorum. Her gün neredeyse sınav olduk diyebilirim. Öyle yorucu ve stresli geçti ki. Sanki ben, ben değilmişim gibi. Onu da geçtim son 2 gündür çok garibim. Ben bile anlayamıyorum sebebini. Perşembe günkü elektronik sınavından sonra oldu bu olay. Yani tarif de edemiyorum, sadece durgunluk. Almanca dersinde - Atilla Hoca’nın dersinde, full geyikle geçen derste nedense bir garip oldum. Millet yine güle oynaya muhabbet ederken ben köşede sadece oturuyordum. Son zamanlarda arkadaşlık ilişkilerimi gözden geçirmeye başladım. 2,5 yıl boyunca samimi arkadaşım olan Hasan ile bana göre basit ama Hasan’a göre çok önemli bir olay sebebi ile aramız bozuldu. Hani ben muhabbeti sürdürmek isterdim ama olmadı işte. Ardından Yahya ile küçük 1-2 günlük bir kırgınlık. Ya bunlar üst üste mi geliyor anlamıyorum. Bazı arkadaşlarımın beni; “tamam iyisin hoşsun ama gerektiğinde olgun davranmıyorsun, hep hayata gülüyorsun” diye tanımlaması. Bu söz beni gerçekten etkiledi. Hani Hasan veya Yahya ile kırgınlığımın sebebi bu mu acaba, hayata hep gülümsemem, hiçbişiyi takmamam mı ? İşte bu nedenledir ki yukarıda gerçekleşen olay oldu. Sessizleştim … Perşembe gününden itibaren … Daha ciddi bakmaya çalışıyorum olaylara, hayata, geleceğe … 2.Dönem başladığından beri ailemin yanına da gitmedim. Onları da özlemedim desem yalan olur. Onları özledim ya, böyle durgun olduğum zamanlarda onların yanında olmayı çok istiyorum. Hatta şu anda gözlerim doldu. Arka planda “Onur Akın - Dağınık Gazel” çalıyor. Öyle çok ağlayasım var ki … Tutmak da istemiyorum şahsen, ağlamak istiyorum, rahatlamak istiyorum. Sebebini bilmediğim bir nedenden dolayı, içim doldu … Bu yazıyı sitede paylaşıma açmayacağım. Sadece kendim için yazdım bu satırları. Şu kendimi yalnız hissettiğim günlerde birazcık da olsun rahatlamak için …