Film İzlenimim: " Rise of the Guardians (2012) "

Daha önce söyledim mi bilmiyorum ama, animasyon filmlerini seviyorum. Her ne kadar sinema salonunu çocuklar ve onların yanındaki aileleri doldursa da, seviyorum. Çocukların film sırasında bağırarak ” wuaawww, hadi hadi hadi … ” ve bunun gibi orjinal öyle çok tepkileri oluyor ki bazen, filmi izlemeyi bırakıp gelen tepkileri dinlemek daha güzel olabiliyor. Sinema sektörüne gelen 3D kavramını en çok, animasyonlar kullandıkları için onun da ayrı bi’ yeri / zevki var benim gözümde. Tüm bunları geçtikten sonra, bu yazıyı aslında film hakkında bulunmaktan öte; gördüğüm 1-2 saniyelik olay ve beni etkileyişi yüzünden yazmak istedim. Kevser’le Ankamall’e gidelim dedik ( 27.01.2013 ) … Seans öncesi, salon çıkışındaki masalarda oturup bizden önceki seansın bitmesini bekliyorduk. Bizden önceki seans bitti ve salon dağılmaya başladı. Gözüm dalmaya başlamıştı ki; yüzleri gülen, sinemanın güzel olduğunu gözleri ile anlatan, tahminen de abi kardeş küçük iki çocuk takıldı gözüme. İzledim sadece. Sonra onlara doğru yürüyen anne babayı gördüm ve orada benim film koptu. Anne babanın giyim kuşamından belliydi, 2 biletlik paraları vardı belki de … Hani yukarıda bahsettim ya, çocuklar ve yanlarındaki aileleri teker teker çıkarken, abi kardeş beraber girmişti filme aileleri ise onları beklemişti 90 küsür dakika boyunca. En çok da, babanın büyük oğluna sarılışı, gülüşü ve ” Nasıldı film ? ” demesi her şeyi anlatıyordu. Bilmiyorum, belki anlatamadım burada ama, ciddi şekilde etkilendim bu küçük ama bi’ o kadar da büyük olaydan … Her şeyi bi’ kenara koyup film hakkında ne yazabilirim diye kendimi zorluyorum da … Bundan bi’ 4-5 yıl sonra ” Rise of Guardians ” nasıldı sorusu üzerine bu olayı hatırlarım diye düşünüyorum. Filme dair aklımda kalan şeyleri sıralayacak olursam:

  • Tarihte geçmişe bakıldığında, filmin adı neden böyle çevrilmiş diyeceğim bi’ filmdi mesela. Rise of Guardians = Efsane Beşli … Ne alaka lan ?
  • Şöyle özetlemek gerekebilir: ” ancak, varlığına inanılan bir şeyin görülebileceği ya da herhangi bir şeyin, ancak göründüğünde var olabileceği felsefesini savunan yapım, ayrıca, kötüyü, kendi silahı olan kötülüğüyle yenmenin ‘etik’ güzelliğine de dikkat çekiyor “

Ummm, başka da bi’ şey yok gibi. Çocuklar ile izlemek güzeldi. Bu arada IMDB’den de 7 puanı kaptı benden.